2“Din âlimleri ve Ferisiler Musa’nın şeriatını vazetmeye yetkilidirler.
3Bu sebeple onlara itaat edin, size söyledikleri her şeyi yapın, fakat yaptıklarını yapmayın. Çünkü söyledikleri şeyi kendileri yapmazlar.
4Ağır yükleri başkalarının sırtına yüklerler, fakat kendileri bunları taşımak için parmaklarını kıpırdatmazlar.
5 “Yaptıkları bütün iyilikleri gösteriş olsun diye yaparlar. Muskalarını büyük, elbiselerinin püsküllerini uzun yaparlar. Bununla dindarlıklarını ispatlamaya çalışırlar.
6Ziyafetlerde başköşelere, havralarda en muteber yerlere oturmaktan hoşlanırlar.
7İnsanların onları sokakta hürmetle selamlamasından ve, ‘Hocamız’ diye çağırmasından zevk alırlar.
8 “Fakat kimse sizi ‘hocamız’ diye çağırmasın, çünkü tek bir hocanız var ve hepiniz kardeşsiniz.
9Yeryüzünde kimseye ‘semavî Baba’ demeyin, çünkü tek bir semavî Babanız var.
10İnsanların sizi ‘mürşit’ diye çağırmasına izin vermeyin, çünkü tek bir mürşidiniz var, o da Mesih’tir.
11Aranızda en büyük olan, diğerlerinin hizmetkârı olsun.
12Kendini yücelten küçülecek, kendini küçük gören yüceltilecektir.
13 “Vay halinize ikiyüzlü din âlimleri ve Ferisiler! Semavî Hükümranlığın kapısını insanlara kapatırsınız. Ne kendiniz girersiniz, ne de girmeye çalışanları içeri bırakırsınız.
14 “Vay halinize ikiyüzlü din âlimleri ve Ferisiler! Semavî Hükümranlığın kapısını insanlara kapatırsınız. Ne kendiniz girersiniz, ne de girmeye çalışanları içeri bırakırsınız.
15 “Vay halinize ikiyüzlü din âlimleri ve Ferisiler! Birini hidayete davet etmek için denizleri, kıtaları aşarsınız. Onu bulunca kendinizden iki kat cehennemlik edersiniz.
16 “Vay halinize kör kılavuzlar! ‘Eğer biri mabet üzerine yemin ederse, yeminini tutmak zorunda değildir, fakat mabetteki altınlar üzerine edilen yemin tutulmalıdır’ dersiniz.
17Sizi kör budalalar! Hangisi daha değerli, altın mı yoksa altını mukaddes kılan mabet mi?
18 “Diyorsunuz ki, ‘Eğer biri sunak üzerine yemin ederse, yeminini tutmak zorunda değildir, fakat sunaktaki adak üzerine edilen yemin tutulmalıdır.’
19Sizi körler! Hangisi daha değerli, adak mı yoksa adağı mukaddes kılan sunak mı?
20Sunak üzerine yemin eden kişi, hem sunak hem de sunak üstündeki her şey üzerine yemin etmiş olur.
21Mabet üzerine yemin eden, hem mabet hem de mabetteki her şey üzerine yemin etmiş olur.
22Gök üzerine yemin eden, hem Allah’ın tahtı hem de tahtta oturan Allah üzerine yemin etmiş olur.
23 “Vay halinize ikiyüzlü din âlimleri ve Ferisiler! Nanenin, dereotunun ve kimyonun ondalığını verirsiniz, fakat şeriatın çok daha önemli unsurlarını, yani adaleti, merhameti ve sadakati ihmal edersiniz. Ondalık vermeyi ihmal etmeden asıl bunları yerine getirmelisiniz.
24Sizi kör kılavuzlar! Sineği süzerek ayırırsınız, fakat deveyi yutarsınız!
25 “Vay halinize ikiyüzlü Tevrat âlimleri ve Ferisiler! Bardakla çanağın dışını yıkarsınız, fakat bunların içi hile ve açgözlülükle kazandıklarınızla doludur.
26Sizi kör Ferisiler, önce bardağın içini yıkayın, böylece dışı gibi içi de temiz olsun.
27 “Vay halinize ikiyüzlü din âlimleri ve Ferisiler! Badanalı mezarlar gibisiniz. Bu mezarlar dıştan güzel görünür, fakat içleri ölü kemikleri ve murdarlıkla doludur.
28Aynı şekilde siz de dıştan sâlih görünürsünüz, fakat içiniz ikiyüzlülük ve kötülükle doludur.
29 “Vay halinize ikiyüzlü din âlimleri ve Ferisiler! Peygamberler için kabirler yapar, sâlihlerin türbelerini süslersiniz.
34Bakın, size peygamberler, hikmetli kişiler, âlimler gönderiyorum. Bunların bazılarını öldürecek, çarmıha gereceksiniz. Bazılarını havralarınızda kırbaçlayacak, şehirden şehre süreceksiniz.
35 “Böylece sâlih adam Habil’den Berekya oğlu Zekeriya’ya kadar öldürülen her sâlih adamın kanından sorumlusunuz. Zekeriya’yı mabetle sunak arasında siz öldürdünüz.
36Emin olun, bütün bunların cezasını bu nesil çekecektir.
37 “Ey Kudüs, peygamberleri öldüren, Allah’ın resullerini taşlayan Kudüs! Tavuk nasıl civcivlerini kanatlarının altına toplarsa, ben de kaç defa sizleri öyle toplamak istedim; fakat siz istemediniz.
38İşte bu yüzden Allah mabedinizi terk edecek.
39Size şunu söyleyeyim, ‘Rab’bin adına gelen mübarek olsun!’ diyene kadar beni bir daha görmeyeceksiniz.”