9 And when he had opened the fifth seal, I saw under the altar the souls of them that were slain for the word of God, and for the testimony which they held:
10 And they cried with a loud voice, saying, How long, O Lord, holy and true, dost thou not judge and avenge our blood on them that dwell on the earth?
11 And white robes were given unto every one of them; and it was said unto them, that they should rest yet for a little season, until their fellowservants also and their brethren, that should be killed as they were, should be fulfilled.
1 Cemaatinize mensup biri diğerinden şikâyetçi olduğunda nasıl olur da mahkemeye gitmeye cüret eder? Davanızı, hak yolunu bilmeyen hâkimler yerine öncelikle Allah’ın halkına götürmelisiniz.
2Bir gün gelecek, Allah’ın halkı bütün dünyaya hükmedecek. Bunu bilmiyor musunuz? Madem dünyaya hükmedeceksiniz, böyle önemsiz konularda hüküm vermekten aciz misiniz?
3Haberiniz yok mu, melekler hakkında bile biz hüküm vereceğiz; o halde bu hayatla ilgili davalar hakkında rahatça hüküm verebilmeliyiz!
4Sıradan davalarınız için cemaatinizin itibar etmediği kişilere başvurmayın.
5Bunu sizi utandırmak için söylüyorum. Aranızda bu davalara bakacak hikmetli tek bir kişi bile yok, öyle mi?
6Bir mümin başka bir mümini mahkemeye veriyor, imansız hâkimlerden adalet bekliyor; olacak şey mi?
7 Aslında birbirinizden davacı olmanız bile başlı başına bir yenilgidir. Bunun yerine, haksızlığa katlanmanız, ya da dolandırılmanız daha iyi olmaz mı?
8Ne var ki, haksızlık eden, dolandıran taraf gene sizsiniz. Üstelik bunu mümin kardeşlerinize yapıyorsunuz!
9 Kötülük yapanların Allah’ın Hükümranlığı’nda yeri olmayacak. Bunu bilmiyor musunuz? Aldanmayın. Fuhuş yapanlar, putperestler, zina edenler, oğlanlar ve oğlancılar,
10hırsızlar, sömürgenler, ayyaşlar, iftiracılar, dolandırıcılar; işte bunların hiç birinin Allah’ın Hükümranlığı’nda yeri olmayacak.
11Bazılarınız eskiden böyleydi. Fakat günahlarınızdan arındınız, Allah’a vakfoldunuz, Efendimiz İsa Mesih’in adıyla Allahımız’ın Ruhu sayesinde sâlih sayıldınız.
12 “Her şey bana caizdir” diyorsunuz. Buna cevabım şu: “Her yaptığım şey bana hayır getirmez”. Evet, ben de “her şey bana caizdir” diyebilirim, fakat hiçbir şeyin kölesi olmam.
13“Yemek mide için, mide yemek için yaratıldı” diyorsunuz. Evet, bu doğru, fakat bir gün Allah her ikisini de yok edecek. Bedenlerimiz cinsel ahlâksızlık için yaratılmadı. Rab’be hizmet edelim diye yaratıldı. Bedenlerimizi Rab yönetmeli.
14Efendimiz İsa’yı ölümden dirilten Allah, aynı kudretle bizi de diriltecek.
15Bedenleriniz İsa Mesih’in azalarıdır; bunu bilmiyor musunuz? Hal böyleyken, Mesih’e ait bedenimi bir fahişeyle mi birleştireyim? Hâşâ!
16Bilmiyor musunuz, Tevrat diyor ki, “İkisi tek beden olacak”? Demek ki fahişeyle birleşen kişi, onunla tek beden oluyor!
17Fakat Rab’le birleşen kişi, manen Rab’le bir olur.
18 Cinsel günahlardan sakının! Siz, “İnsanın işlediği günahların bedenle alakası yok” diyorsunuz. Fakat ben diyorum ki, cinsel günah işleyen, kendi bedenine karşı suç işlemiş olur.
19Bilmiyor musunuz, bedeniniz, Allah’ın içinizde yaşayan Mukaddes Ruhu’nun mabedidir? Artık başınıza buyruk değilsiniz.
20Allah büyük bedel ödeyerek sizi tekrar kendine ait kıldı; öyleyse bedenlerinizi Allah’a izzet vermek için kullanın.