9 And when he had opened the fifth seal, I saw under the altar the souls of them that were slain for the word of God, and for the testimony which they held:
10 And they cried with a loud voice, saying, How long, O Lord, holy and true, dost thou not judge and avenge our blood on them that dwell on the earth?
11 And white robes were given unto every one of them; and it was said unto them, that they should rest yet for a little season, until their fellowservants also and their brethren, that should be killed as they were, should be fulfilled.
2Malumunuz olduğu üzere, yanınıza gelmeden önce Filipi şehrinde eziyete ve hakarete uğramıştık. Fakat gördüğümüz ağır baskılara rağmen Allah’ın kurtuluş müjdesini size duyurmak için Allahımız’dan cesaret aldık.
3Bu müjdeyi art niyetle duyurmuyoruz. İnsanları imana davet ederken yalana veya hileye başvurmuyoruz.
4Allah bizi sınadı; kurtuluş müjdesini duyurma işini bize emanet etmeyi uygun gördü. Bu sebeple insanları değil, Allah’ı memnun etmek için vazediyoruz.
5Bildiğiniz gibi, iltifatlarla gönlünüzü çalmaya çalışmadık. Para pul peşinde değildik, asıl niyetimizi örtbas eden bahanelere sığınmadık. Allah buna şahittir.
6Sizin ya da başkalarının bizi yüceltmesini beklemedik.
7Mesih’in havarileri olarak yanınızdayken üzerinizde hak iddia edebilirdik. Ancak bunun yerine size, bebeğini emziren bir anne gibi, şefkatle davrandık.
8Allah’ın kurtuluş müjdesini sizlere duyurmak bizi mutlu etti. Üstelik size öylesine gönülden bağlanmıştık ki, sizin uğrunuza kendi canlarımızı bile vermeye hazırdık. Sizi o denli çok sevdik!
9 Mümin kardeşlerim, yanınızdayken nasıl canla başla çalıştığımızı hatırlarsınız. Hiçbirinize yük olmamak için gece gündüz alın teri döktük. Bir yandan da size Allah’ın kurtuluş müjdesini vazettik.
10Siz müminlerle birlikteyken pak, dürüst ve kusursuz bir hayat sürdük. Buna hem Allah hem de siz şahitsiniz.
11Her birinize, bir babanın çocuğuna davrandığı gibi davrandık.
12Allah sizi kendi izzetine ve hükümranlığına çağırıyor. Bu sebeple O’nun yoluna lâyık yaşamanız için size yalvardık, sizi yüreklendirdik ve teşvik ettik.
13 Allah’ın kelâmını bizden işittiğinizde onu insan sözü olarak değil, Allah sözü olarak kabul ettiniz. Bu söz gerçekten Allah’ın kelâmıdır ve tesirini siz müminlerde göstermektedir. İşte bunun için Allah’a durmadan şükrediyoruz.
14Ey mümin kardeşlerim, Yahudiye’de bulunan ve Mesih İsa’ya ait cemaatleri örnek aldınız. Çünkü onlarla aynı acıları çektiniz. Onlar nasıl diğer Yahudilerin elinden çektiyse, siz de kendi yurttaşlarınızın elinden çektiniz.
15Efendimiz İsa’nın ve peygamberlerin canına kıyan Yahudi soydaşlarım bizi de yurdumuzdan kovdular. Allah’ı hoşnut etmedikleri gibi bütün insanlara karşı geldiler.
16Kurtuluş müjdesini diğer halklara vazetmemize engel olmaya çalışıyorlar. Onların kurtulmasını istemiyorlar. Bununla günahlarına günah katmaktan başka bir şey yapmıyorlar. Artık Allah’ın gazabı onların üzerine gelmiştir.
17 Mümin kardeşlerim, kısa bir süre sizden uzak kaldık. Bedenen aranızda değildik, fakat daima kalbimizdeydiniz. Sizi görmeyi büyük bir hasretle bekledik durduk. Bunun için elimizden geleni yaptık.
18Evet, yanınıza gelmeyi çok istiyorduk. Ben Pavlus birkaç kez gelmeye çalıştım. Fakat Şeytan bize engel oldu.
19Ümit ve sevinç kaynağımız kim? Efendimiz İsa tekrar geldiğinde O’nun huzurunda iftihar edeceğimiz zafer tacı ne? Siz değil misiniz?