1 Ben hürüm, İsa’nın havarisiyim. Efendimiz İsa’yı gözlerimle gördüm. Sizler, Rab yolunda verdiğim emeğin mahsulüsünüz.
2Başkaları beni havari saymayabilir, fakat siz öyle olduğumu biliyorsunuz. Çünkü siz Efendimizin havarisi olduğumun yaşayan delillerisiniz.
3 Durumumu sorgulayanlara kendimi şöyle müdafaa ederim:
4Emeklerim karşılığında yiyecek içecek istemeye hakkım yok mu?
5Seyahatlerimde yanıma mümin bir eş almaya hakkım yok mu? Diğer havariler, Efendimizin kardeşleri ve Petrus evli.
6Geçimimiz için yalnızca Barnaba ve ben mi çalışmak zorundayız?
7Orduya hizmet eden nefer masrafını kendi mi karşılar? Bağ diken adam bağın üzümünden yemez mi? Koyun keçi otlatan çoban onların sütünden içmez mi?
8 Bunlar sadece kendi fikirlerim değildir. Allah’ın Musa’ya verdiği Tevrat da aynı şeyi söylüyor.
9Tevrat’ta şöyle yazılıdır: “Harman döven öküzün ağzını bağlamayacaksın.” Allah, bu sözüyle sırf öküzleri mi kastediyor?
10Yoksa bunu aslında bizim için mi söylüyor? Elbette bu bizim için yazılmıştır. Tarlayı süren, ekinleri biçen ırgatlar, hasattan pay almayı umutla bekler. Aynı şekilde cemaat önderleri de hizmet ettikleri cemaatten yardım bekler.
11Sizin yararınıza manevî tohumlar ektik. Bunun karşılığında sizden bazı maddi faydalar biçsek çok mu?
12Başka vaizler gelip sizden haklarını alıyorlar. O zaman bizim haydi haydi almamız gerekmez mi? Biz yine de sizden bir şey talep etmedik. Mesih’in kurtuluş müjdesine engel olmamak için her sıkıntıya katlanırız.
13Bildiğiniz gibi Allah’ın Kudüs’teki mabedinde hizmet edenler mabede getirilen yiyeceklerden yerler; sunakta vazifeli olanlar da kesilen kurbanlardan pay alırlar.
14Kurtuluş müjdesini vazedenler için de durum aynıdır. Allah, ebedî kurtuluşu müjdeleyenlerin geçimlerini bu hizmetten sağlamalarını emretti.
15 Ancak ben bu hakların hiçbirini kullanmadım. Bunları sizden bazı menfaatler koparmak için de yazmıyorum. Bunu yapmaktansa ölmeyi tercih ederim! Karşılıksız vazediyorum. Kimse beni bu övünçten mahrum edemez.
16Sırf ebedî kurtuluşu müjdeliyorum diye övünmeye hakkım yok. Ne de olsa bu vazifeyi yapmakla yükümlüyüm. Kurtuluş müjdesini vazetmezsem vay halime!
17Eğer bu işi yapmayı kendi rızamla seçseydim, o zaman ödülü hak ederdim. Fakat ebedî kurtuluşu müjdeleme işini Allah bana emanet etti.
18Öyleyse ödülüm nedir? Ödülüm, kurtuluş müjdesini karşılıksız vazetmek ve böylece vaizlik haklarımdan feragat etmektir.
19 Hiç kimseye bağımlı değilim, hür bir adamım. Fakat birçoklarını hak yoluna kazanmak için herkesin kölesi oldum.
20Yahudiler arasında Yahudi âdetlerine uyuyorum. Bunu Yahudileri kazanmak için yapıyorum. Tevrat’ın şeriatına uyanların arasında şeriata göre yaşıyorum. Aslında şeriatın hükmü altında değilim, fakat şeriatın hükmü altındakileri kazanmak için öyleymişim gibi davranıyorum.
21Yahudi olmayanları kazanmak için onların arasında şeriatın hükmü altında değilmiş gibi yaşıyorum. Aslında Allah’ın şeriatını ihlal eden biri değilim, ben Mesih’in şeriatına bağımlıyım.
22İmanı zayıf olan insanları kazanmak için onlarla aynı seviyeye indim. Bazılarını ne pahasına olursa olsun kurtarmak için onların örf adetlerine uydum.
23Bütün bunları kurtuluş müjdesi uğruna yapıyorum. Çünkü kurtuluşun nimetlerine ortak olmak istiyorum.
24 Bilirsiniz, koşu müsabakasına birçok atlet katılır, fakat içlerinden yalnız biri ödülü kazanır. İşte siz de ödülü kazanmak için koşun!
25Müsabakalara katılan atletler sıkı idman yaparlar. Bu idmanın amacı, çürüyüp gidecek bir defne tacı kazanmaktır. Fakat biz, ebedî bir taç kazanmak için çaba harcıyoruz.
26Bu sebeple amaçsızca koşan biri gibi davranmıyorum. Yumrukları boşa giden bir boksör gibi dövüşmüyorum.
27Bedenimi eziyetten esirgemiyor, sıkı bir denetim altına alıyorum. Çünkü kurtuluş müjdesini başkalarına vazettikten sonra ben kendim o ödülden mahrum olmak istemiyorum.