9 And when he had opened the fifth seal, I saw under the altar the souls of them that were slain for the word of God, and for the testimony which they held:
10 And they cried with a loud voice, saying, How long, O Lord, holy and true, dost thou not judge and avenge our blood on them that dwell on the earth?
11 And white robes were given unto every one of them; and it was said unto them, that they should rest yet for a little season, until their fellowservants also and their brethren, that should be killed as they were, should be fulfilled.
1 Bundan sonra başka bir meleğin semadan indiğini gördüm. Bu melek büyük yetkiye sahipti. Yeryüzü onun ihtişamıyla aydınlandı.
2Melek gür bir sesle şöyle haykırdı: “Yıkıldı! Büyük Babil şehri yıkıldı! Cinlerin barınağı, her kötü ruhun uğrağı, her murdar ve iğrenç kuşun sığınağı oldu.
3Onun azgın fahişeliği kuvvetli şarap gibidir. Bütün milletler o şaraptan içtiler. Dünya kralları onunla zina ettiler. Dünya tüccarları onun aşırı sefahatiyle zenginleştiler.”
4 Semadan başka bir ses işittim. Şöyle diyordu: “Ey halkım! Babil’den çık! Aksi halde onun günahlarına ortak olursun, Uğradığı belâlara sen de uğrarsın.
5Çünkü üst üste yığılan günahları göğe erişti, Allah onun suçlarını unutmadı.
6Babil nasıl davrandıysa, karşılığını ona aynen verin, Yaptıklarının iki katını ödetin. Hazırladığı kâsedeki içkinin iki katını hazırlayıp ona içirin.
7Kendini ne kadar yüceltip sefahate verdiyse, O kadar ıstırap ve keder verin ona. Çünkü içinden diyor ki, ‘Dul değilim, tahtında oturan bir kraliçeyim, Asla yas tutmayacağım!’
8Bu yüzden başına gelecek belâlar - Ölüm, yas ve kıtlık - bir gün içinde gelecek. Ateş onu yiyip bitirecek. Çünkü onu cezalandıran Rab Allah cebbardır.”
9 “Onunla zina yapan ve sefahat süren dünya kralları, onu yakan ateşin dumanını görecekler. O vakit onun için ağlayıp dövünecekler.
10Çektiği ıstıraptan dehşete düşecekler. Bu sebeple uzaktan bakıp şöyle diyecekler: ‘Vay başına koca şehir, Vay başına güçlü şehir Babil! Cezanı bir saat içinde buldun.’
11 “Dünya tüccarları onun için ağlayıp yas tutuyor. Çünkü mallarını satın alacak kimse kalmadı.
12Altını, gümüşü, değerli taşları, incileri, ince keteni, ipeği, mor ve al kumaşları, her çeşit kokulu ağacı, fildişinden yapılmış her çeşit eşyayı, en pahalı ağaçlardan, tunç, demir ve mermerden yapılmış her çeşit malı,
13tarçın ve kakule, tütsü, güzel kokulu yağ, günnük, şarap, zeytinyağı, ince un ve buğdayı, sığırları, koyunları, atları, atlı arabaları ve köleleri, esirleri satın alacak kimse yok artık. Diyecekler ki,
14‘Canının çektiği meyveler elinden gitti. Bütün değerli ve göz alıcı malların yok oldu. İnsanlar bunları bir daha göremeyecek.’
15 Babil’de bu malları satarak zenginleşen tüccarlar, şehrin çektiği ıstıraptan dehşete düşecekler. Uzaktan bakıp ağlayacak, yas tutacaklar.
16Diyecekler ki, ‘Vay başına, vay! İnce keten, mor ve al renkli kumaş kuşanmış, altın, değerli taş ve incilerle süslenmiş koca şehir!
17Onca büyük zenginlik bir saat içinde yok oldu.’ “Gemi kaptanları, yolcular, tayfalar, denizde çalışanların hepsi uzaktan baktılar.
18Babil’i yakan ateşin dumanını görünce, ‘Koca şehir gibisi var mı?’ diye feryat ettiler.
19Başlarına toprak döktüler, yas tutup ağlayarak feryat ettiler: ‘Vay başına koca şehir, vay! Denizde gemileri olanların hepsi onun sayesinde, onun değerli mallarıyla zengin olmuşlardı. Şehir bir saat içinde viraneye döndü.’
20Ey sema, müminler, resuller, peygamberler! Babil’in başına gelenlere sevinin! Çünkü Allah onu cezalandırıp öcünüzü aldı.”
21 Sonra güçlü bir melek değirmen taşına benzer büyük bir taşı kaldırıp denize attı. Ve şöyle dedi: “Koca şehir Babil de işte böyle şiddetle atılacak ve bir daha görülmeyecek.
22Artık sende lir çalanların, ezgi okuyanların, kaval ve borazan çalanların sesi hiç işitilmeyecek. Artık sende hiçbir el sanatının ustası bulunmayacak. Sende artık değirmen sesi duyulmayacak.
23Artık sende hiç kandil ışığı parlamayacak. Sende artık gelin güvey sesi duyulmayacak. Senin tüccarların dünyanın büyükleriydi. Bütün milletler senin büyücülüğünle yoldan sapmıştı.
24Peygamberlerin, müminlerin ve yeryüzünde boğazlanan herkesin kanı sende bulundu.”