9 And when he had opened the fifth seal, I saw under the altar the souls of them that were slain for the word of God, and for the testimony which they held:
10 And they cried with a loud voice, saying, How long, O Lord, holy and true, dost thou not judge and avenge our blood on them that dwell on the earth?
11 And white robes were given unto every one of them; and it was said unto them, that they should rest yet for a little season, until their fellowservants also and their brethren, that should be killed as they were, should be fulfilled.
1 Buna göre İsa Mesih’e iman edenlere karşı artık hiçbir mahkûmiyet yoktur.
2Çünkü Mesih İsa sayesinde hayat veren Mukaddes Ruh’un yönetimindeyiz; bu da bizi günahın ve ebedî ölümün kanunundan azat etti.
3Şeriat günahlı nefsimizden dolayı etkisizdir. Fakat Allah şeriatın yapamadığını yaptı. Semavî Oğlu İsa Mesih’i, günahlı insan bedenine benzer bir bedene büründürüp dünyaya gönderdi. O’nu günahımızın bedelini ödeyen kurban olarak sundu; günahı Mesih’in bedeninde mahkûm etti.
4Böylece şeriatın emrettiklerini yerine getirebiliriz. Çünkü biz artık nefse göre değil, Mukaddes Ruh’a göre yaşıyoruz.
5 Nefsin tahakkümünde yaşayanların aklı nefsanî meselelerdedir. Mukaddes Ruh’un yönetiminde yaşayanlar ise Ruh’tan kaynaklanan meseleleri düşünür.
6Nefse dayanan düşünce ölüm getirir. Ruh’a dayanan düşünce ise hayat ve selâmet verir.
7Çünkü nefisten kaynaklanan düşünceler Allah’a düşmandır. Allah’ın kanunu olan şeriata boyun eğmez; eğmesi de mümkün değildir.
8Nefse bağlı yaşayanlar, Allah’ı memnun edemez.
9 Fakat siz nefsinizin esiri değilsiniz. Allah’ın Ruhu içinizde yaşadığına göre Mukaddes Ruh’un yönetimi altındasınız. Aslında Mesih’in Ruhu’na sahip olmayan, Mesih’e ait değildir.
10Bedeniniz günahtan dolayı ölüdür. Fakat Mesih içinizdeyse Mukaddes Ruh size hayat verir. Çünkü Mesih sayesinde Allah katında sâlih sayıldınız.
11Allah İsa’yı ölümden diriltti. Allah’ın Ruhu içinizde yaşıyorsa, sizin ölümlü bedenlerinize de hayat verecektir. Evet, bu hayat içinizde ebedî Allah’ın Ruhu’ndan gelir.
12 Ey mümin kardeşlerim, bunu Allah’a borçluyuz. Öyleyse nefsimize uymamalı, nefsimizin kötü arzularına göre yaşamamalıyız.
13Eğer nefsinize uyarak yaşarsanız ruhen öleceksiniz. Fakat Mukaddes Ruh’un yönetiminde yaşayıp nefsin kötü alışkanlıklarından vazgeçerseniz, ebedî hayata kavuşacaksınız.
14 Allah’ın Ruhu’yla yönetilenlerin hepsi Allah’ın manevî evlâtlarıdır.
15Çünkü Allah’ın Ruhu’nu kabul ettiniz; O sizi tekrar köle yapmaz, korkuya sürüklemez. Allah’ın Ruhu sizi Allah’ın manevî evlâtları yapar. Bu Ruh’la Allah’a, “Abba, yani Baba” diye sesleniriz.
16Ruh’un kendisi, bizim ruhumuzla birlikte Allah’ın evlâtları olduğumuzu tasdik eder.
17Allah’ın evlâtları olduğumuza göre, aynı zamanda Allah’ın vaat ettiklerini miras alacağız. Allah, Mesih’e vermiş olduğu her nimetten bize de pay verecektir. Fakat Mesih gibi biz de acı çekmeye hazır olmalıyız. O zaman Mesih’in ihtişamına da ortak olacağız.
18 Bence bu hayatta çektiğimiz acılar ahirette sahip olacağımız ihtişamla mukayese edilemez.
19Bütün kâinat Allah’ın manevî evlâtlarının ihtişam içinde ortaya çıkmasını hasretle beklemektedir.
20Çünkü kâinat amaçsızlığa mahkûm edilmiştir. Bu, kâinatın kendi isteğiyle değil, Allah’ın emriyle olmuştur.
21Çünkü Allah kâinata bir umut verdi. Buna göre, kâinatı yozlaşmaya köle olmaktan kurtaracaktır; Allah’ın evlâtlarının sahip olduğu muhteşem hürriyete kavuşturacaktır.
22 Bütün kâinatın doğum yapan bir kadın gibi şimdiye kadar inleyip acı çektiğini biliyoruz.
23Üstelik yalnız kâinat değil, biz kendimiz de ah edip inliyoruz. Gerçi Mukaddes Ruh’a sahibiz; fakat Ruh, Allah’ın vaat ettiklerinin ilk mahsulüdür. Bu sebeple Allah’ın manevî evlâtları olarak ebedî mirasımızı, yani bedenlerimizin hürriyete kavuşmasını hasretle bekliyoruz.
24Bu ümitle kurtulduk. Fakat ümit ettiğimiz şeyi şimdiden görebilseydik, bunun adına ümit diyemezdik. İnsan gördüğü şeyi ümit eder mi?
25Fakat biz, gözle göremediğimizi ümit ediyoruz ve bunun için sabırla bekliyoruz.
26 Aslında güçsüzüz, fakat Mukaddes Ruh bize yardım eder. Nasıl dua etmemiz gerektiğini bilmeyiz, fakat Mukaddes Ruh sözle ifade edilemeyen iniltilerle bizim için şefaat eder.
27Allah kalbimizdekini biliyor, Ruh’un ne düşündüğünü de bilir. Çünkü Ruh, Allah’ın halkı için Allah’ın iradesine uygun şekilde şefaat eder.
28 Biliyoruz ki Ruh, Allah’ı sevenler için, O’nun muradını yerine getirmek üzere çağırdığı kişiler için her durumda iyilik yapmaya muktedirdir.
29Allah ezelden beri bildiği kişileri semavî Oğlu’na benzer kılmaya karar verdi. Öyle ki semavî Oğlu, birçok kardeş arasında ilk evlât olsun.
30Allah, semavî Oğlu’na benzer kılmaya karar verdiği kişileri çağırdı; çağırdığı kişileri sâlih kıldı ve sâlih kıldıklarını kendi ihtişamına ortak etti.
31 Bu durumda şunu diyebiliriz: Madem Allah bizden yanadır, kimse bize zarar veremez.
32Allah semavî Oğlu’nu bile esirgemedi, hepimiz uğruna O’nu feda etti. O halde Allah, Mesih’le birlikte bize her şeyi ihsan edecektir.
33Allah’ın seçtiklerini kim suçlayabilir? Hiç kimse! Bizi sâlih kılan Allah’ın kendisidir.
34Kim mahkûm edebilir? Hiç kimse! Mesih İsa bizim için öldü, üstelik Allah tarafından diriltildi. Şimdiyse Allah’ın sağındadır, bizim için şefaat etmektedir.