9 And when he had opened the fifth seal, I saw under the altar the souls of them that were slain for the word of God, and for the testimony which they held:
10 And they cried with a loud voice, saying, How long, O Lord, holy and true, dost thou not judge and avenge our blood on them that dwell on the earth?
11 And white robes were given unto every one of them; and it was said unto them, that they should rest yet for a little season, until their fellowservants also and their brethren, that should be killed as they were, should be fulfilled.
9 Bu mutluluk sadece Yahudilere mahsus değildir. Aynı zamanda Yahudi olmayanlar için de geçerlidir. İbrahim imanı sayesinde Allah tarafından sâlih sayıldı dedik.
10Peki bu ne zaman oldu? İbrahim sünnet olduktan sonra mı, yoksa sünnet olmadan önce mi? Allah, İbrahim’i sünnetliyken değil, daha sünnet olmadan önce sâlih saydı.
11İbrahim, bundan sonra sünnet oldu. Sünnet, İbrahim’in daha sünnetsizken imanı sayesinde sâlih sayıldığının işareti oldu. Demek ki İbrahim, sünnetsiz olduğu halde iman eden herkesin atası oldu. Böylece iman eden herkes Allah tarafından sâlih sayılır.
12İbrahim aynı zamanda sünnetlilerin de atasıdır. Fakat sadece sünnet olmak yeterli değildir. Atamız İbrahim’in daha sünnetsizken sahip olduğu iman yolundan gitmek gerekir.
13 Allah, İbrahim’e ve soyundan gelenlere dünyayı miras alacaklarını vaat etti. Allah bu vaadi İbrahim’e, şeriatı yerine getirdiği için değil, imanı sayesinde sâlih saydığı için verdi.
14Allah’ın vaadine kavuşmak şeriata bağlı olsaydı, imanın değeri kalmazdı. Bu durumda Allah’ın vaadi de boş olurdu.
15Çünkü şeriat, ancak şeriatı ihlal edeni cezalandırmaya yarar. Fakat şeriatın olmadığı yerde şeriatın çiğnenmesi de söz konusu olmaz.
16Bu sebeple Allah’ın vaadine imanla kavuşulur. Allah vaadini insanlara karşılıksız olarak lütfeder. Böylece İbrahim’in bütün soyunun Allah’ın vaatlerine kavuşacağı kesindir. İbrahim’in soyu yalnız şeriatı yerine getirenler değil, İbrahim’in imanına sahip olan herkestir. Çünkü İbrahim hepimizin atasıdır.
17Nitekim Tevrat’ta, Allah’ın İbrahim’e, “Seni birçok milletin atası yaptım” dediği yazılıdır. Ölülere hayat veren ve olmayanı yoktan var eden Allah, İbrahim’i atamız saydı. Çünkü İbrahim Allah’a iman etti.
18 Allah İbrahim’i birçok milletin atası yapacağını vaat edip demişti ki, “Soyundan gelenlerin sayısı gökteki yıldızlar kadar çok olacak.” Bu imkânsız görünüyordu. Fakat İbrahim umudunu kesmeden buna iman etti.
19İbrahim neredeyse yüz yaşındaydı. Ölüme yakındı denebilir. Üstelik karısı Sara da kısırdı. İbrahim bunları bilmesine rağmen Allah’a olan imanı zayıflamadı.
20Allah’ın vaadini yerine getireceğinden şüphe etmedi. İmanı sarsılmadı; bilakis daha da kuvvetlendi. Çünkü Allah’a izzet verdi.
21Allah’ın vaadini yerine getirmeye kadir olduğuna güvendi.
22Bunun için Allah tarafından sâlih sayıldı.
23‘Sâlih sayıldı’ sözü sadece İbrahim için değil,
24bizim için de geçerlidir. Efendimiz İsa Mesih’i ölümden dirilten Allah’a iman ettiğimizde, Allah bizi de sâlih sayar.
25Allah, İsa’yı günahlarımız yüzünden ölüme teslim etti ve bizi sâlih kılmak için O’nu ölümden diriltti.